Bireysel Silahlanma hız kesmiyor
Her cebe silah girince kabadayılık ve mertlik yerini namertliğe bıraktı.
Önlenemiyor, önüne geçilemiyor, sokakta, sosyal medyada, çarşıda pazarda ulaşılması artık çok kolay. Peynir ekmek misali satılıyor, isimlerini bilmediğimiz silahlar ortaya çıkıyor.
Cinayetlerin %60’ında ateşli silah kullanılıyor.
Her 10 kişiden yaklaşık 5 ’inde, her 3 evden 1’inde ateşli silah var.
Silaha kolay ulaşılabilir olması cinayet, intihar gibi olayların her an meydana gelmesinin en önemli nedeni. Evde silah bulunması ev halkından birinin cinayet, intihar, kaza gibi nedenlerle ölmesi riskini %41 arttırıyor.
Cinayet büro amirliğinin olay format dosyaları tarandığında, neden suç işlendiği sorgulandığında, tartışma, kıskançlık, namus gibi önceden tasarlanmamış olaylarda silah kullanımı %90, illiyet bağı ise %80...
Trafikteki aktif 13 milyon sürücünün % 8’i ciddi düzeyde agresif sürücü.
Bunların içinde silahlı agresif sürücü oranı ciddi oranda yüksek... Ateşli silahların %80’i her an (belde, el altında, torpidoda, yastık altında ve çekmecede) kullanılabilir durumda.
Silahla işlenen her 10 cinayetten 1’i trafikte gerçekleşiyor. Araçlarda ateşli silahların bulunması, meydana gelen öfke patlamaları sonrasında ölüm ve yaralamalarla sonuçlanan suçları arttırıyor.
Silahlanan insanlar kendilerini daha iyi mi koruyorlar? Silah gerçekten güvenliği sağlar mı?
“Silah bir gereksinimdir” düşüncesinin temeli özetle şu 3 faktöre dayanır:
Kolluk güçlerine güvensizlik... (“Güvenlik güçleri bizim can ve mal güvenliğimizi koruyamıyorlar. Kendi güvenliğimizi sağlamak için silah bir gereksinimdir” gerekçesi)
Kendilerine ve çevreye güvensizlik...
Toplumda itibar edinme, “yetişkin” olarak önemsenme...
Uzmanlar, silahın güvenliği sağlamadığını, aksine daha fazla tehlikeyi davet ettiğini vurguluyor. Çünkü:
Kişi “güvensiz” olarak tanımladığı durumu “kendine” göre subjektif olarak değerlendirir. Dolayısıyla aslında tehdit olmayan bir durumu ciddi tehlike olarak algılar ve taşıdığı silahla “güvenliğini” sağlamak için harekete geçer. Aslında güvensiz olmayan bir durumda, ateşli silahla ölüm ve yaralanmaya sebebiyet vermiş olur.
Bir kişinin üzerinde taşıdığı silah aynı zamanda tahrik unsurudur. Çatışma durumunda ya da tahrik edici bu etkiye tepki olarak, diğer insanda da silah varsa patlar.
Güvenlik nedeniyle evde bulundurulan bir silah her an ve kolaylıkla intihar, ölüm ve yaralamalara neden olabilir. Öfke düzeyi yüksek olan, öfke denetimi sağlayamayan ve güvenlik nedeniyle silah taşıyan bir kimse, trafikte, evde, işyerinde bir öfke nöbeti sırasında silahına kolaylıkla davranabilir.
Alkol, öfke kontrol, madde bağımlılığı, psikolojik rahatsızlıklar gibi problemler yaşayan insanlar hiçbir gerekçeyle silahlanmamalıdır. Trafik gibi stres düzeyi yüksek, alkollü eğlence mekânları gibi duygusal patlamaların alkolün etkisiyle çok yaşandığı mekânlarda silah bulundurulmamalıdır.
Avrupa'da cinayet sonucu hayatını kaybedenlerin sayısının en yüksek olduğu ülke açık ara Türkiye.
Bireysel silahlanmanın arttığına yönelik açıklamalar gündemde. Şiddet olayları, silahlı saldırı sonucu yaralanma ve ölümler, ateşli silahlarla işlenen cinayetler ve kadınlara yönelik erkek şiddeti Türkiye’de sık sık gündeme gelirken, cinayet, gasp, hırsızlık, trafik terörü, anlık öfke gibi patlamalarda kontrolü kaybedip silaha sarılanları sayısı ne yazık ki ülkemizde her geçen daha da artıyor.
Özenti
Tüm bunların yanı sıra babadan, amcadan, akrabadan, mahalleden, arkadaştan özenti olarak görüp silahlananların sayısı küçümsenmeyecek bir oranda artarken, sinema filmleri ve televizyon dizilerinin de bu artışta önemli bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Silah ve uyuşturucunun rahatça el değiştirip kullanılmaya başlandığı ülkemizde buna bağlı olarak şiddet, öldürme, trafik magandalığı, hırsızlık, gasp gibi şiddet olaylarda çok yüksek boyutlara geldiğimizi sosyal medya ile yazılı görsel basından izleyebiliyoruz.
Anadolu’ya göre tek seçenek silahlanmaya, öldürmeye, uyuşturucu kullanmaya son vermek, vaktimizi okumaya ayırmak olsun.
Haber/ Mehmet DUMAN
Benzer Haberler
“Aile Yılı” Dolayısıyla “Aile Yılı Hatıra Ormanı” Oluşturuldu
Hacivat Karagöz Dominik de!
Bayramınız Kutlu Olsun Çocuklar
Başkan Şahin Şerifoğulları’ndan 23 Nisan Mesajı
Elazığ Belediyesi’nden Aile Yılı’na Destek
Vatandaş Sordu, Başkan Şerifoğulları Cevapladı
Perde Açılıyor, Elazığ Sanatla Buluşuyor
Elazığ TSO Başkanı Alan’dan Çağrı… “Mevcut Fırat Üniversitesi Hastanesi, Kemik Hastanesi Olsun”