Sağlıkta daha önce yakaladığımız istikrarı arar olduk.
Son yıllarda yaşanan özel hastane skandallarının yanı sıra, üniversite hastanelerinde sözleşmesi bulunan uzman doktorların hasta tedavilerini özel muayenelerine yönlendirmeleri, yapılacak tetkiklerde hastaneleri kullanmaları, diğer kurumlardaki uzman doktorların ise istifa seçeneğine karşı yüksek maaş talep etmeleri iyice ayyuka çıktı.
Gelinen noktada, bazı bölümlere randevu alınamıyorsa, Fizik tedavi için 5-6 ay, diş tedavisi için birkaç yıl sonrasına gün veriliyorsa, üniversite hastaneleri özel muayenehane açan hocaların dışarıdan gönderdiği hastaların tahlil, film, ultrason gibi tetkik işlerine zamanı ayırıyorsa, özel hastaneler kanunda olmasa dahi acile gelen hastalardan çeşitli bahanelerle ücret alıyorsa, bir serumun fiyatı özel hastanelerde 1300 lirayı geçiyorsa, mültecilerinin işleri daha erken ve karşılıksız görülüyorsa bu işin cılkı çıkmıştır diyoruz.
Yaklaşık on yıl öncesine kadar sağlıkta devrim niteliğinde kararlarla, hastalar ister özel olsun isterse devletin resmi hastaneleri olsun hiçbir fark olmaksızın ve ödemeksizin rahatça randevu alıp istediği hekimi seçip muayene olabiliyordu. Özel hastaneler devletle imzaladıkları protokol kapsamında hiçbir hastayı geri çevirmeksizin belirlenen ücret karşılığında hizmetlerini aksatmadan yürütebiliyordu.
Bir süre sonra gözler doymamaya başladığında ise özel hastanelerin taleplerinde aşırı yüksek rakamlar devreye girmeye başladı. İstekler ardı ardına gelince bu tip özel kurumların devletle imzaladıkları protokol sarsılmaya başladı ve özel sağlık sektörünün hastalara verdiği karşılıksız hizmet son buldu.
Yapılan görüşmeler neticesinde alınan kararları dilimiz döndüğünce açıklamaya çalışırsak şunları söyleyebiliriz. Özel hastaneler yapıları ve verdikleri hizmet durumuna göre sınıflara ayrıldı. Birinci sınıf bir sağlık kurumu ile üçüncü sınıf sağlık kurumu arasında verilen hizmete göre parasal olarak ayrı, ayrı bedeller belirlendi. Bir ultrasonun fiyatı hastanenin sınıfına göre değişebiliyordu. Durum böyle olunca ortadaki pasta büyük oldu. Ayrıca birçok özel hastanenin kimlerin adına ve yatırımına ait olduğu da bu süre zarfında iyice ayyuka çıkmaya başladı.
Baktığımızda özel bir hastaneye gitme mecburiyetinde olan bir hasta için ödemesi gereken para neredeyse hastanenin kapısından içeriye girer girmez hastanın hesabına yazılmaya başlandı.
Diğer bir hesaba baktığımızda ise bir hastanın tedavisi için hastanın cebinden çıkan para 5 bin lira ise bu kurumun devletten alacağı para neredeyse 25 bin lirayı buluyordu. Bunun açıklaması kısaca şöyleydi, hasta giderlerin yüzde yirmisini karşılıyorsa, devlet yüzde seksenini karşılıyor demekti. Buyurun size devletin kasasının boşaltılması nedenlerinden birisi.
YETMEDİ
Devlet hastanelerinde görev yapan doktorlar imzaladıkları sözleşme gereği dışarıda muayenehane açamaz denildi. İyide oldu. İşinde uzman doktorlara rahatça ulaşma ve muayene olma fırsatı yakaladı insanlar. Sonuç, bu da uzun sürmedi. Devletin dediğimiz üniversite hastanesinde çalışan uzman doktorlar bir, bir dışarıda muayenehane açmaya başlamakla işe başladılar. İş şekil değiştirince, bu uzmanların muayene için yüksek bedeller talep etmeleri bir yana ameliyat için yüklü meblağlar oluşturmaya başladılar. Denetim yok, fatura yok, beyan yok. Olsa ne olacak ’ki vatandaşın yüzde biri ancak fatura talep eder. Durum bu şekilde gelişip denetim mekanizması da çalışmayınca başladılar özel tetkik, tahlil vs. işlemler için sözde çalıştıkları hastaneyi kullanmaya. Ayrıca yönlendirdikleri hastalar için de öncelik tanınmasını sağladılar.
Buyurun size bir çete, bir şebeke daha.
ŞEHİR VE DEVLET HASTANELERİNDE DURUM NE?
Şehir ve devletin diğer hastanelerinde çalışan uzman doktorlar üniversite hastanelerinde yaşanan durum karşısında ya istifa ya da eşitlik seçeneğini masaya yatırmaya başladılar. Sonuçta gelinen nokta şu oldu. Hastanelerin doktorsuz kalmaması adına, yüksek maaş ve diğer haklar.
Sonuç ortada, randevu alamayan, muayene olamayan, acil servise kabul edilmeyen hatta parası olmayan, muayene hakkı tanınmayan öz vatanımızın öz vatandaşı bir yana, istediği gibi öncelik hakkına sahip, hiçbir ücret talep edilmeden tedavi edilen, hatta her ay cebine parası da tutuşturulan devşirme vatandaş bir yana.
Anadoluhaber/Elazığ
Benzer Haberler
Elazığ Belediyesi İlaçlama Çalışmalarına Hız Verdi
Elazığ Belediyesi ve Veteriner Hekimleri Odası Arasında Protokol İmzalandı
Elazığ Belediyesi, Sağlık Haftası’nda Bilgilendirme Ve Tarama Faaliyetleri Gerçekleştirdi
Fırat Üniversitesi Ters Köşe Yaptı
Sağlıkta daha önce yakaladığımız istikrarı arar olduk.