BOŞANMA HAKKINDA BİRAZ HUKUKİ BİRAZ EDEBİ
BOŞANMA HAKKINDA BİRAZ HUKUKİ BİRAZ EDEBİ
Gözlerimi her sabah aynı manzaraya açıyorum: Keban’ın sessizliği, Fırat’ın sabrı ve sokakların kalabalığı… Fakat bu şehirde avukatlık yapmak, manzaranın ardında başka hikâyeleri görmeyi öğretiyor insana. Her gün adliyeye adım attığımda, koridorların sessiz çığlıklarla dolu olduğunu fark ederim. Ellerinde dilekçelerle bekleyen insanlar, kimisi kırgın, kimisi kararlı… Hepsinin gözlerinde geçmişin izleri var. Evet, bugün size boşanmalardan, kaybedilenlerden ve yeni başlangıçlardan bahsedeceğim. Ama bir avukat olarak değil, insan olarak…
Türkiye genelinde boşanmaların arttığını görüyoruz. 2023 yılında 171 bin 881 çift yollarını ayırmış. Evliliklerin ilk beş yılı içinde gerçekleşen boşanmalar ise neredeyse üçte biri buluyor. Elazığ’da durum biraz daha farklı . 2023 yılında, önceki yıla göre azalmış durumda. 2022 yılında 1018 çift boşanırken, bu sayı 2023 yılında 931'e düştü. Geleneksel aile yapımız mı bizi koruyor, yoksa başka bir şey mi? Bunun cevabını hala arıyorum.
Adliye koridorları, insan hayatının bir özeti gibi... Kimi geçim sıkıntısı yüzünden, kimi aşkı yitirdiği için, kimi ise sessizlikte boğulduğu için çıkar bu yola. Boşanma davası bekleyen kadınların çoğunun yüzlerinde aynı ifade: korku ve endişe öte yandan müthiş bir kararlılık. Erkeklerin çoğunda ise öfke ile mahcubiyetin karışımı bir duruş. Çiftlerin arasında ise çocuklar… Ellerinden tutacakları bir tarafı kaybetmenin sessiz paniğiyle dolu . Çünkü bu davaların kazananı olmaz, sadece kayıplar vardır: Hayaller, çocuklar ve bazen onurlu bir sevgi…
Boşanmak, sadece bir sözleşmenin feshi değil. O, bir hayalin, bir güvenin, bir dönemin bitişi. Ama bu, aynı zamanda bir başlangıçtır. Bazen en büyük cesaret, mutlu olmadığın bir yerde kalmamaktır.
Elazığ’da boşanma oranları gerçekten de Türkiye ortalamasının oldukça altında. Bunun en büyük sebeplerinden biri güçlü aile bağlarımız diye düşünüyorum. Ama bu durum her zaman bir avantaj olmayabilir. Bazen insanlar, çevrenin baskısı yüzünden mutsuz bir evliliği sürdürmek zorunda kalıyor. “Elalem ne der?” korkusu, birçok kadının ve erkeğin hayatını bir kafese çevirebiliyor.
Ama adaletin olduğu yerde umut da vardır. Boşanma sürecinde birçok kadın ekonomik özgürlük mücadelesi verirken, biz avukatlara düşen en önemli görev onlara yol göstermek. Hayatlarının yeniden başlaması için bir kapı aralamak…
Yeni Başlangıçlar…
Boşanmak bir son değildir. Aslında, insan hayatında bir sayfayı kapatıp yenisini açmak için bir fırsattır. Velayet davalarında çocukların üstün yararı için savaştığımızda, onların geleceği için bir köprü kurmaya çalışırız. Çünkü bizim işimiz, sadece kanunları uygulamak değil, insan hayatına dokunmaktır.
Bugün sizi boşanma davalarının istatistikleriyle boğmak istemem. Ama bir şey söylemeliyim: Mutlu bir evlilik, istatistiklerin değil, iki insanın birbirine duyduğu saygının, sevginin ve bağlılığın eseridir. Eğer bunlar yoksa, boşanmak bir başarısızlık değil, bir özgürlüktür.
Hayat, Fırat’ın akışı gibi… Bazen durulur, bazen coşar. Ama her zaman yolunu bulur...
SELAM VE DUA İLE.
Stj. Av. Merve ÇELİK'İN kaleminden...
0 Yorum