Dünya han biz yolcu
Dünya han biz yolcu
Bu kadar yalanın, aldatmanın çirkefliğin olduğu dönemde insan, insan olarak kalabiliyorsa ne mutlu ona. Sonuçta yaptığımız her davranışın tapusu artısı ve eksisiyle kendimize ait olacağı için o kişiliği çiçeklerle donatmak ya da çamurla kirletmek kendi elimizde. Çünkü insan ancak kendisini kandırabilir, kendisini cezalandırabilir.
Baktığımızda özellikle son aylarda dikkatimizi çeken çocuğa ve kadına karşı olan şiddet, gasp, taciz ve öldürme olayları millet olarak nasıl ki bizde ağır bir tesir yaratıyorsa her şeyden önce bunu insan olduğumuz için hissettiğimizi söyleyebilirim.
Hani diyoruz ya, Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır. Peki, insan kılığına bürünmüş canlı, hiç sordun mu içindeki aynaya ben kimim diye. Kılığın, kıyafetin, yüzün gözün benziyor birilerine fakat insana benzemiyor diyebildin mi kendine?
Gündemi ne güzel özetlemiş Mevlana; “Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok nice elbiseler gördüm içinde insan yok”.
Başka söze, başka yoruma gerek var mı bilemiyorum. Ne söylesek ne yazmaya kalksak boş. Biz kendimizi kandırdık, biz insanlığımıza kötülük yaptık, biz varlığımızı aldattık diyebiliyor muyuz?
Bakın küçük Narin’in ya da başka Narinlerin hikâyelerine biri birlerinden ne farkları var. Sadece işleyiş, saldırganlık, yıkanmış beyin, kör olmuş kalp. İşin odak noktası insan dediğimiz mahlûkatlar değil mi?
Amacımız ne, varlığımızın hesabı var mı, niye geldik, nereye yolculuk, hesabımız kime ya da biz kimiz, bu can kimden emanet diyebiliyor muyuz, kendi terazinde hangi tarafın ağır geldiğini görebiliyor musun?
Hani ayrıcalığımızda var ya bizim, insanız akıl bizde diyerek kendimizi kandırıp hesabın dışına ittiğimiz gibi. Vallahi de Billahi ’de ne akıl var bizde ne de tövbe haşa insanlık. İnsan olduğumuza dair Allah’ın bize bahş ettiği serveti bile tükettik.
Hani demiştik ya, Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır. Peki, sormazlar mı adama yahu sen kimsin ki başka insanın canına kast edebiliyorsun, bu kadar mı sana emanet olan canı hesap vereceğin yoldan aldın da hesapsız kitapsız sandığın Cehenneme atıyorsun?
İşte, sır ve gizem burada başlıyor dostlar. Terazi ve denge burada gidip geliyor. Sen misin verilen emaneti elinin tersiyle iten, başkasının malına, ırzına, namusuna, eşine, çoluk çocuğuna göz koyan, sen misin devletin malını çalan, soyan, milletine zulm eden.
Kısaca nereye gittiğimizi iyi görmemiz iyi analiz yapmamız, hakkımızda hayır olacak hesaba kendimizi hazırlamamız gerekir.
Dünya küçük, hayat kısa, vakit kalmadı. Başımıza taş yağıyor görmüyoruz, anlamıyoruz ya da anlamak işimize gelmiyor.
Dünya han biz yolcuyuz, Sultan Süleyman’a kalmayan Dünya bize mi kalacak.
Mehmet DUMAN
0 Yorum