Geçmişten bugüne gönül soframız
Geçmişten bugüne gönül soframız
Kıymetli dostlar bundan böyle bu sayfada beni, bende geçmişi, geçmişte yaşadıklarımızı, yaşarken dost sohbetlerimizi, sohbetlerimizde bazen çocukluğumuzu bazen de günümüzü bulacaksınız.
Ben Yeni mahallenin, Mezra ortaokulunun, Cumhuriyet ilkokulunun, şeker ambarının tozunu toprağını yutmuş bozo Sabo olarak, bazen dönemin af taksi durağına, bazen ağabeylerimin her yaz mezra ortaokulunun alt köşesinde açtıkları karpuz tezgâhına, bazen Cumhuriyet ilkokulunun sahasında düzenlediğimiz kupasız kupa maçlarına birlikte yolculuk yapacağız İnşallah.
Bu arada 6-7 yaşlarında beri tanışıp kan kardeş olduğum ve bugüne kadar hiç kopmadığımız Cumhuriyet ilkokulunun pala lakaplı Elazığ’ın sayılı yazar ve gazetecilerinde olan Mehmet Duman ile elli yılın üzerinde olan dostluğumuzda yaşadıklarımızı da bir kitaptan derlercesine sizlere aktarmaya çalışmanın gayretinde olacağım İnşallah.
Cumhuriyet’in bahçesinden tımarhane mahallesine kadar günde en az yedi sekiz defa gidip gelişimizi, istasyon caddesini suyolu yaptığımız günleri, bazen futbola bazen voleybola bazen de basketbola parantez açma gayretinde olacağım.
Bizim dönemin gençleri kimlerdi derseniz, bizim mahalle iki üç farklı gruptan oluşuyordu. Bahri abinin kurduğu Tayfun spor, günü birlikte geçirdiğimiz pala, ben, Elazığ sporlu rahmetli Fatih, Bünyamin, Murat Eter, Altaylı Mehmet Ekici, Aytaç, İrfan, rahmetli Fikret bunlar okul bahçesinin yerlileriydi. Diğer bir grup ise Mehmet Hamedi ve ekibiydi. Bunlar genelde okuyan, tahsil görmeyi hedefleyen gençlerden oluşuyordu. Aralarında Necip İlhan, Öztaş, Ferudun Şedele, Nevzat hoca, Ensar gibi bize göre daha ağırbaşlı dönemin gençleri vardı.
Biz onlara göre haylaz sınıfındaydık. Biz temel eğitimimizi ayakkabı boyacılığı yaparak, su karpuz, simit, gazoz, çekirdek satarak ve sattıklarımızla hafta sonları sinemaya giderek alırken Mehmet Hamedi’nin ekibi genelde vakitlerini bir arada olmaya ve okumaya ayırıyorlardı.
Zamanla biz yerlilerin imdadına mahallenin Bahri abisi yetişti diyebilirim. Mahallenin haylaz gençlerini topladı kendi etrafına bir takım kurdu. Adını da yeni mahalle Tayfun spor koydu. Profesyonel takımdan farkımız yoktu. Sağ olsun Elazığ ve ülke futboluna en çok futbolcu kazandıran takımlardan birisi yaptı dönemin Tayfun spor ’unu.
Kısaca uğrayacağımız, yoldan geçerken selam vereceğimiz durakları sizlerle biraz paylaşmış oldum.
Hani hep diyoruz ya, ah bir çocuk olsaydım. Gerçekten bizim yaşlardaki herkesin çocukluğu bir başkaydı. Yoksulluk vardı fakir yoktu. Dövüşmenin kalleşliği yoktu mertliği vardı. Darılma vardı küsme yoktu. Ekmeği saklama yoktu paylaşma vardı.
İşte biz onun içindir ki geçmişimizden kaçmadık, korkmadık, kopmadık hep samimi kaldık. İşte onun içindir ki bizim dostluğumuz hep baki kaldı.
Kısaca bizim gönül soframızda herkese yer var dostlar, siz de buyurmaz mısınız?
Biz sonraki yazımda görüşmek üzere esen kalın.
Sebahaddin ÇAKILCIOĞLU
0 Yorum