'Her Şeyi Bilme' Hastalığı
Her Şeyi Bilme' Hastalığı
Bir bilge, "En tehlikeli insan, her şeyi bildiğini sanandır" demiş. Bu söz bugünlerde yöneticilerimizin zihinlerine altın harflerle kazınmalı. Çünkü ne yazık ki, modern yönetim anlayışımızda "her şeyi ben bilirim" sendromu bir salgın gibi yayılmış durumda.
İşte trajikomik bir sahne: Bir toplantı masasında, konunun uzmanı mühendisler, doktorlar, ekonomistler var. Ama sözü hep yöneticimiz alıyor. Bilim insanı anlatıyor: "Bu proje için şu malzeme kullanılmalı." Yönetici cevaplıyor: "Ama benim komşum başka bir şey önerdi." Ekonomist açıklıyor: "Bütçe şu şekilde dengelenir." Yönetici: "Biz mahallede bunu farklı yapardık."
Peki neden? Neden bazı yöneticiler, bir konuda eğitim almış, yıllarını vermiş insanları dinlemek yerine kendi içgüdülerine veya çevresindeki danışman(!) ordusuna güveniyor?
Uzmanları dinlememenin sonuçlarını çok uzaklarda aramaya gerek yok. Kötü yapılan yollar, plansız şehirler, yanlış ekonomik politikalar… Hemen her alanda "ben bilirim"cilerin sonuçlarıyla yaşıyoruz. Ama bu sonuçlar, yalnızca vatandaşın hayatını zorlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğimizi de ipotek altına alıyor.
Kimi zaman bunu kibirden yapıyorlar, kimi zaman cehaletten. Ama sonuç değişmiyor: Bilgi ve bilim arka plana atılıyor, yönetim bir ego oyununa dönüşüyor.
Bir de son zamanlarda yaygınlaşan bir trend var: Yöneticiler uzman rolüne soyunuyor. Bir gün deprem bilimci, ertesi gün şehir plancısı, bir diğer gün de eğitimci oluveriyorlar. Ama halkın soruları değişmiyor: Madem bu kadar biliyordunuz, neden işler ters gidiyor?
Eğer bir yönetici her alanda uzman olabiliyorsa, bu ya gerçek uzmanların aptal olduğunu ya da yöneticimizin bir dahi olduğunu gösterir. Sizce hangisi?
Uzmanları dinlemek cesaret ister. Çünkü bir uzman size doğruyu söylüyorsa, bu genellikle sizin yanlış yaptığınızı gösterir. Yanlış yaptığınızı kabul etmek ise cesur bir yöneticinin işidir. Ne yazık ki cesaret, yöneticilik kültürümüzde giderek daha az rastlanan bir meziyet haline geldi.
Ama unutulmamalı ki, halkın gerçek bir liderden beklentisi bilgiçlik taslaması değil, uzmanları dinleyip doğru kararlar almasıdır. Çünkü yönetmek bir ekip işidir; tek kişilik bir gösteri değil.
Bu ülkenin, "ben bilirim" diyenlerden ziyade "sana güveniyorum, anlat" diyen yöneticilere ihtiyacı var. Çünkü her şeyi bilen yöneticilerden, sadece işleri bilen uzmanların sırtına yük binen bir sistem çıkar. Ve biz bu yükü daha ne kadar taşıyabiliriz, kimse bilmiyor.
Görüş ve düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın, birlikte daha fazlasını başaralım.
Saygılarımla…
Doç. Dr. Alper POLAT
Sosyal Medya
Instagram: @doc.dr.alperpolat
Facebook: @polat.alper
X: @alpberpolat
0 Yorum