İhanet Büyüyor
İhanet Büyüyor
Anadolu Haber sitemizin değerli okuyucuları evet sesiz sedasız öyle bir ihanet ile etrafımız abluka altına alınırken milletimiz kendi geçim ve ekonomik sorunlarla oyalanıp uyutuluyor korkarım ki uyandığında Mondros destekli bir Sevr in içinde bulacak kendini neden mi? evet bakalım neden.
Geçen günlerde HÜDA PAR tarafından Diyarbakır’da düzenlenen “Kürt Meselesine İnsani Çözüm” çalıştayına ve arkasındaki sinsi oyuna değineceğim.
Demokratik İlerleme Enstitüsü adında İngiltere merkezli bir düşünce kuruluşu var.
Sorosçu” denen yapı bu. Bu yapının içinde Kerim Yıldız, Ali Bayramoğlu, Cengiz Çandar, Prof. Dr. Mehmet Asutay, Oral Çalışlar gibi isimler var aynı isimler FETÖ’nün operasyon gazetesi Taraf’ta da karşımıza çıkıyordu. Keza daha önce çözüm sürecinde yer alan birçok sözde akil kişiler bu yapının içerisinde bulunuyor.
Bütün bunlar tesadüf mü değil tabii ki. Aynı düşünce şeklinin sonucu bu düşünce kuruluşu “büyük İngiliz düşünürleri” ile ülkelerdeki sorunları tartışıp demokratik çözümler buluyormuş!
Özellikle son günlerde Sayın Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan denen terör örgütü liderine Meclis kürsüsünden seslenince bölücüsü, Atatürk, Türk ve Cumhuriyet düşmanı akil adamlar yine meydana çıktı.
Bu DPI da resmi sayfasında belirttiğine göre bu 10-12 Aralık 2024 tarihinde İsviçre’nin Cenevre kentinde bir araya gelmiş ve sivil toplum temsilcileri, akademisyenler ve gazetecileri bir araya getiren Uluslararası Çatışma Çözümü Etkinliği ’ne (ICRE) ev sahipliği yapmış.
Daha önce “çözüm, açılım saçılım süreci” zamanında da aynı konulu tartışmalar yapıyordu bu yapı, şimdi de yapıyor yani hıyarım var diyene tuzluğuyla koşan, dışarıdan fonlanan neoliberal tipler bunlar.
Sokaktaki vatandaşın derdine çare arayanlar değil, kendilerine yer yapmaya çalışan kişiler bunlar yayımlanan fotoğraflarda görüyoruz ki bu süreçte Ufuk Uras da yer almış. Ufuk Uras hatırlarsanız aylar önce Devlet Bahçeli’yi de ziyaret etmişti.
Eski isimleri sadece bu tür toplantılarda görmüyorsunuz tabii.
HÜDA PAR denen partinin toplantısına gelelim.
“Kürt Meselesine İnsani Çözüm” çalıştayında bir de bildirge yayımlamışlar evlere şenlik. Okuyunca bütün FETÖ operasyonları süreçlerindeki hislerim geri döndü. Başlatılan süreçte “Bize de yer açın” diyor aslında şeriatçı Kürtler.
İşin garibi yazının girişinde saydığım Taraf gazetesi tayfasının tamamı da bu çalıştaya katılmış dahası toplantıda “Türkiye Cumhuriyeti bölünmeli laiklik yok edilmeli” diye kendi paralayan kim var ise çalıştayda yer almış Kadir Mısıroğlu yaşasaydı koşa koşa katılır cinsten bir toplantı.
“Kürt Meselesine İnsani Çözüm Bildirgesi” başlığı altında ortaya konan 15 maddelik sonuç bildirgesi, apaçık Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik yayımlanmış bir deklarasyon sonuç bildirgesinde yer alan zırvalıkları tek tek yazamayacağım ancak bazılarına da değinmeden olmaz.
Toplantıda konuşulanlara bakarsanız baştan sona Atatürk düşmanlığı yapılıyor ve Atatürk Türkiye’sinin yıkılmasını arzulayan ifadeler kullanılıyor bildirgede “yüzyıllık çözüm bekleyişi” deniyor.
Sonuç bildirgesinin ikinci maddesinde “Ankara’nın saadeti, Diyarbakır’ın huzuruna bağlıdır” denerek bir de tehdit ediliyor.
Ne yapacaksınız mesela? Çok merak ediyorum. Yine gazetecileri mi öldüreceksiniz? Emniyet müdürlerini mi öldüreceksiniz? İnsanları kaçırıp domuz bağı ile bağlayıp işkence mi edeceksiniz? Ne yapacaksınız? Açık açık konuşacak cesaretiniz yok kendinizi adamdan saydırmaya çalışıyorsunuz.
Tamamıyla ideoloji pompalanan körler sağırlar birbirini ağırlar ortamı.
Salonda Atatürk’ün portresi yerine, Şeyh Sait, Sait Nursi gibi hainlerin fotoğraflarına yer verilmiş her fikir konuşulsun, tartışılsın diyoruz ama burada açıkça asırlık Cumhuriyete başkaldırı çabası var.
Diğer madde de şöyle: “İslami değerlere aykırı hiçbir çözüm modeli Kürt halkı nezdinde karşılık bulmayacaktır.”
Bir madde daha: “Kürt meselesinin çözümü ancak ulus devlet paradigmasının ve ırkçı/kavmiyetçi bakışın terk edilmesi suretiyle mümkün olabilir.”
Dahası da var: “Devlet, Şeyh Sait’ten özür dilemeli mezar yeri açıklanmalı” diyorlar. Güler misin, ağlar mısın?
Bitmedi bakın en tehlikeli maddelerden birinde “Kürtleri birbirinden ayıran sınırları sembolik hale getirilmeli” talebi dile getiriliyor.
Devamında da “Sılayı rahim hukukunun yerine getirilebilmesi için gerekli bütün kolaylıklar sağlanmalıdır” ifadeleri kullanılıyor.
Özetle dillerinin altında, şeriatçı bir Kürdistan kurulsun başına da bizim aşiretleri getirin o topraklara da biz çökelim diyorlar.
Yani dertleri, akıllarınca Atatürk’ün yırtıp çöpe attığı anlaşmaları geri getirmek.
Bildirgedeki 15 madde, ülkemizin tarihsel, hukuki ve toplumsal dinamikleriyle bağdaşmayan, bölücülük eğilimi taşıyan, laik Cumhuriyet anayasasını hedef alan söylemleri barındırıyor.
İnanın ihanet çetelerinin hangi birini yazacağımı şaşırdım aynı tarihe endeksli dört yandan saldırılar başladı iktidarın meclise taşıdığı domuz bağcılarının Kürt meselesinin müsebbibi olarak Atatürk e hakaret hadsizliğimi desen, buna iktidarın gurup başkan vekilinin söylediği kendini bağlar diyerek konuyu geçiştirme duyarsızlığı, ilimizde el-aksa platformu STK larının Gazze adı altında yaptığı toplantılarda hain Sait’in boynuna yağlı ipin geçirilmesinin yüzüncü yılına denk gelen 15 Şubatta posterli propagandalarımı desen, her türlü halkı kin ve nefrete davet eden konuşma ve çalışmalardır.
Türk milleti uyanmak zorundadır, aksi halde telafisi zor bir durumda kalacaktır. ‘’TÜRK MİLLETİ TİTRE VE KENDİNE DÖN.’’ Selam ve saygılarımla.
Vahit DABAK
0 Yorum