Elazığ Anadolu Haber

      Birilerine şirin görünmek ya da gündem oluşturup gizli hesaplar peşinde koşmak güdüsüyle Aziz şehrin siyaset gündemine yön vermeye çalışılmaz diyoruz ama belli ki bu şehrin özelliğini unutanlar var aramızda.

     40 yıl önce başka yere yerleşip mesafelerin çok kısaldığı bir zaman diliminde sosyal medyanın gücünü kullanarak sözde milletin teveccühü diyerek tabiri caizse vadesi dolmuşları gündeme taşımak bir yana, akıldan çok ceplere yerleşmiş bazı isimleri nakarat misali sayfalara taşımak sadece o isimlere şirin görünmekten ileri gitmiyor artık.

     Günün yirmi dört saatini bu şehrin havasını solumadan, tozunu toprağını yutmadan, kapalı çarşısında, şire meydanında dost sohbetlerine katılmadan, esnafın bir bardak çayını içmeden, işsiz gençlerin derdini dinlemeden, üniversite mezunlarına kulak vermeden, emekliyle banklarda gün geçirmeden, çarşı Pazar artıklarını toplayanların sofrasını görmeden, şehrin isteklerini bilmeden ortaya teveccüh diyerek isimler atılmaz.

     Adınız ister basın, isterse taklacı ister puantör olsun, geçmişte yaşanan senaryolar misali kafanıza göre isim listesi oluşturup, milletin görmek istedikleri diyerek pazarı olmayanları gündeme taşıyamazsınız.

     Şehrin siyasi gündemine damga vurmaya çalışmak akıl tutulmasından başka bir şey değildir. Adamım olsun torbam dolsun anlayışı ile o torbanın altı hep delik kalır, eldeki sermayenizden de olursunuz bilin istedim.

      Ortaya atmaya çalıştığınız isimlere bakın bakalım hangisinin son kullanım tarihi devam ediyor. Birisi paranın gücü ve milletin şişirmesi ile denedikçe batıyor, bir diğeri geçmiş zamanın dostluğunu kullanmak istiyor, bir başkası rüyasına bile gelmeyecek düşlerin akışına kendisini kaptırmış ya da bir diğeri heybesine takılmış.

      Bakın bu şehir değişti artık, eğriyi doğruyu, gerçeği, yalanı dolanı çok iyi biliyor. Kimin memleket sevdalısı kimin memleket dışı hastalığı var çok iyi çözebiliyor. Geçmişe takılmak o kadar zor olmasa gerek, iki cümle kuramayanların iki dönem nasıl vekil olduğunu, sekreterken bir dönem olsun benim olsun diyerek emekliliği garantileyip şehrin yolunu unutanları, nakarat misali tekrar isteyenleri silmek istiyor hafızalardan müsaade ederseniz. Olmayacak Duaya Âmin demek olur mu hiç.

      Neye takılıyorum biliyor musunuz dostlar, geçmişe sünger çekmek isten bu millete süngeri yeniymiş gibi aklayıp, b…….yıp  tekrar satmaya çalışanlara takılıyorum. Yıllar öncesi seçim zamanları halkın listesi ile halktan olmayanların listesi kim kazanır diye gazozlarına iddia oluştururken kazanan her daim halktan olmayanların listesi olmuştur.

      Birde şuna yanarım dostlar, bu şehrin sokağından gelmeyen, stadyumda bayrak sallamayan, bağırmayan,  üzerine kaldırım suları bulaşmayan, koşarken düşüp yaralanmayan, arkadaşı için kavga etmeyen, bizim mahalle adabını bilmeyen, sokaklarında simit, su satmayan, ayakkabı boyamayan, üzerine balkonlardan halı silkelenmeyen, derelerinden eğilip su içmeyen, dabakhanede çimmeyen, sinemada gazoz simit yemeyen, salça ekmek tatmayan kişiler bu şehrin en büyük bilim adamları olmuş ona yanarım.

      Yahu bir günde kalkın parası yok gönül sermayesi çok, ülkenin sorunlarını ülkeyi yönetenlerden daha çok bilen, on tane üniversiteyi bitirenden daha çok zekâya sahip, yer sofrasında büyümüş, milletin içerisinden gelen birini gündeme taşıyın, tutun elinden bakın listeler nasıl alt üst oluyor.

      Devir, parası olan düdüğü çalar dönemine dönmüş. Oysa baksalar aile dedikleri, hep beraberiz dedikleri çatının altına ne sular akıyor farkında değiller. Suyu bol görünce bardak atanlar, sürahi fırlatanlar, içtikleri sigaranın küllerini kül tablasıyla beraber boşaltanlar neler var neler. Pasta büyük olunca ganimetin paylaşımı da büyük oluyor sonuçta.

      Yani uzaktan dümeni yönetmek kimsenin babasının harcı olmasın. Dümen milletin olsun, millet mürettebatı seçsin.

      Siz boşuna oyalanmayın, seke, seke milletin aklına dolanmayın diyoruz ama anlayan nerede?

Saygılarımla

Mehmet DUMAN