Şehirlerin Kent Kimliği
Şehirlerin Kent Kimliği
Şehirlerin kent kimliği olmalı, kayısı kenti, temiz kent, uydu kent, akıllı kent, mermer kenti, kültür ve sanat kenti, tarihi kent, gastronomi kenti, spor kenti, üretim kenti, turizm kenti, üniversite kenti gibi.
Sahiden bizim kent kimliğimiz ne olmalı? Bunu için bir çabamız oldu mu, ne kadar yol alabildik, neleri başarabildik tüketmekten başka sorabildik mi hiç kendimize.
Bir dönem memur kenti demişlerdi büyüklerimiz bölge müdürlüklerinin varlığını kullanarak bu şehre. Ne yazık ’ki onu da tükettik, bir kısmı özelleşerek bir kısmı kapanarak bir kısmı da başka yerlere kaydırılarak bitti. Memur kültürünün saygınlığı bu şekilde yok olmaya mecbur bırakıldı diyebiliriz bu bitiş hikâyesine.
Bir şehrin kimliği ne demektir?
Şehir kimliği; şehir imajını etkileyen; her şehirde farklı ölçek ve yorumlarla kendine özgü nitelikler taşıyan; fiziksel, kültürel, sosyal ve ekonomik, tarihsel ve biçimsel faktörlerle şekillenen; şehirliler ve onların yaşam biçiminin oluşturduğu; sürekli gelişen ve sürdürülebilir şehir kavramını yaşatan bir düşünce diyebiliriz.
Bir şehir nasıl kimlik ya da marka sahibi olur?
Sahip olduğu konum, mimari, tarih, altyapı, ulaşım, güvenlik, ticaret, kültür vb özellikleri ile kendisine benzer ya da rakip şehirlerden olumlu yönde ayrışarak çekim merkezine dönüşebilen şehirlere Marka Şehir diyoruz.
Kentin sahip olduğu tarihi doku, coğrafi yapısı, içinde yaşayanların kent ile kurduğu manevi bağ, kentteki yaşam biçimi, kentlilerin ortak kültürel ve geleneksel özellikleri bunlardan sadece birkaçıdır.
Yıl 2025, Yaşadığımız yere baktığımızda, sözünün senet olduğu, kültür ve edebiyatın yön bulduğu, tarihin Harput ta kök saldığı, Doğu ve güneydoğunun kapısı, yarımada Aziz şehir Elaziz. Cumhuriyet dönemiyle aşağı ovayı mesken tutarak kurulumunu tamamlayan bu topraklar mirasını Harput gibi efsane bir yerleşim yerinden almasına rağmen bugünlere hangi kültürünü taşıyabildi acaba.
Çayda çıramız var demiştik folklor geleneğimizin bayrağına. Sormak isteriz şehir nüfusunun yüzde kaçı bu geleneğin ezbercisi. Yemek kültürümüz var edebiyatı tanıtımda bizi nereye götürebildi diye sorabiliyor muyuz kendimize. Tanıtımda kaç tane yöresel yemeğimizi ulusala taşıyabildik. Ne kadar insana Elâzığ’a gidince şunu yemelisin diyebildik. Spor kentiyiz diyebiliyor muyuz şehre. İlçe adları bile salon sporlarında bacasız sanayi reklamı yaparken biz olanı tüketmedik mi sizce. Narenciye ya da meyve kenti miyiz acaba. Hani vişnemiz, orciğimiz, üzümlerimiz. Bakın onları da kaptırdık Elazığ cevizli orciği kimlerin oldu tezgâhlar buna şahit değil mi sizce. Su kentiyiz demiştik, Fırat’ımız, Hazarımız, Keban’ımız var bizim. Yılda kaç tane ulusal ya da yerli su sporları yarışmaları düzenleyebiliyoruz sayısını bilen var mı?
Üretim yok, sanayi yok, fabrikalar kalmadı. Tükettik, yok ettik, üretip yerine koyamadık. Mermer çıkıyor bu şehirde diyorlar, kaliteli ve Dünyanın her tarafına gidiyormuş bir Afyon bir İzmir kadar mermer kenti olabildik mi şimdiye kadar. Kaç kişinin evinde Elazığ mermeri kullanılıyor acaba.
Kurulduğu dönemlerden beri bu şehre hizmet veren Gazi caddesine şehir içerisinde bir alternatif oluşturabildik mi? Raylı sistemi düşebildik mi ya da neden diye sorabildik mi kendimize. Kısaca tükettiklerimizin yerine neyi koyabildik, ne katkı sağladık bilen var mı? Sıkışan trafiğe çözüm için alternatif üretme çalışmalarımızda yapılan çalışmaların çözümsüzlük üretebileceğini sonradan fark ediyoruz nedense. Ecdadımızın asırlar önce yaptıkları alt geçitler ve köprüler halen hizmette sıkıntı yaşamazken biz kendimiz olmaktan bile ne kadar uzaktayız düşünebiliyor muyuz?
Sahiden bizim kent kimliğimizde ne yazıyor. Üretim, sanayi, kültür, gastronomi, spor, ulaşım, turizm, yerleşim. Dost acı söyler demişler, “ Elazığ Doğunun neresinde” ya da kayısı bizim dediğimiz Malatya, Mardin, Urfa, Diyarbakır, Antep, Hatay, Adana, Mersin nerede?
Mehmet DUMAN
0 Yorum