Talat Paşa
Talat Paşa
Anadolu haber sitemizin değerli okuyucuları geçen haftaki yazımda Türk milletinin yüce meclisinin kutsal kürsüsüne çıkarak hadsiz ce Talat Paşa dolayısı ile Türk milletine hakaret ediliş maalesef buna hem meclisin sözde bireyleri hem de toplum kayıtsız kalmıştı bu büyük sıkıntıyı dile getirirken yazıma haftaya devam edeceğimi belirtmiştim.
Talat paşayı anlayabilmek için öncelikle İttihat ve terakkiyi ve üç ayrı dönemde yapılanmalarını, bu yapının zamanlar arası amaçları ve çalışmalarını neden, niçinlerini iyi bilmek önemli ve gerekli. İnşallah bir yazı dizisi halinde sizlere sunma imkânımız olur.
Pkk uzantısı partinin amacı bellidir ama mecliste Atatürk’ün kurduğu partinin hain vekili ve ona tepki göstermeyen vekillerine ne demeli bilmiyorlarsa şayet hepsine hitaben burada notlarımı paylaşacağım lütfen okusunlar.
İkinci İnönü Muharebesi başlayalı iki gün olmuştu. Savaşın ilk günlerinde Yunan Ordusu başarılı şekilde ilerliyordu. Dumlupınar'ı ele geçirmişler, Afyonkarahisar'ı da ele geçireceklerdi. Ankara Hükümeti ateşten günler yaşıyordu, öyle ki gelişmeler karşısında Milli Müdafaa Bakanı Fevzi Paşa cepheye gitmişti.
Kaygının, endişenin, yokluğun zirvesinde varlık mücadelesinin verildiği o günlerde cephe hattı ile sürekli iletişim halinde olan TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa'ya gelen bir haber onu çok üzecekti. Talat Paşa'nın Berlin'de bir Ermeni katil tarafından şehit edildiğini öğrenmiş ve üzüntüsünü hem gözyaşlarına boğularak hem de "Vatan büyük bir evladını, inkılap büyük bir teşkilatçısını kaybetti" diyerek ifade etmişti.
Komitenin ruhu, büyük şefimiz, büyük liderimiz ve nihayet büyük şehidimiz Talat Paşa, o dönem İngiliz istihbaratının kontrolünde olan Berlin'de, İngilizlerin Mustafa Kemal aleyhine çalışma teklifini öldürüleceğini bile bile reddetmiş, Anadolu Hareketine destek vermeyi sürdürmüş ve bedelini canı ile ödemişti. ‘’Eğilmeyen başı yediği kurşunla yere düştüğünde eğilmişti’’
1926'ya gelindiğinde ise, bizzat Atatürk'ün isteği ile TBMM tarafından özel bir yasa çıkartılarak Talat Paşa milli şehit ilan edilmiş, ailesine şehit aylığı bağlanmış ve ev bağışlanmıştı.
İkinci Dünya Savaşı'nın son sürat sürdüğü 1943'te ise İsmet İnönü, çok hassas dengelere sahip bir tarafsızlık politikası izlerken Talat Paşa'nın aziz naaşını Almanya'dan Türkiye'ye getirtti. Talat Paşa'nın naaşı, Şişli'de Abide-i Hürriyet tepesinde hürriyeti uğruna ömrünü vakfettiği vatan toprağına emanet edildi. Resmi cenaze törenine İsmet İnönü, Celal Bayar ve Mareşal Fevzi Çakmak katılmış ve Berlin'den getirilen eski liderlerinin tabutunu büyük bir tazimle karşılamışlardı.
1950'li yıllara gelindiğinde Celal Bayar cumhurbaşkanıydı ve bir gün Hayriye Talat Hanım kendisini ziyaret etmekteydi. "Hanımefendi irade buyurursanız..." gibi ifadeler kullanıyordu. Bayar, Hayriye Hanım karşısında adeta emir kulu gibi davranmasının sebebi sorulduğunda, "Benim şefimin refikasıdır" diye karşılık verecekti.
Şimdi o Talat Paşa'ya Türk milletinin Meclisi'nde "katil" deniliyor, o Meclis'in CHP'li Başkanvekili o aşağılık sözleri söyleyeni değil de buna tepki gösteren vekil Şenol Sunat'ı uyarıyor...
Bir de CHP'nin Yüksek Disiplin Kurulu üyesi olan bir şahıs çıkıp, bilgi yoksunluğu ve tahlil faciası ile "CHP Talat Paşa'yı savunmak zorunda değildir" diyerek mensubu olduğu partinin ve o partinin eseri Türk İnkılabının özünü inkâr edecek kadar Yüksek İdeolojik Disiplinsizlik sergileyecek cesareti bulabiliyor. "Yazıklar olsun" demeli de kimlere demeli, bilemedim...
Halbuki Türk akımı, onun eseri olan 1908 İnkılabın Türk hareketinin siyasi yapılanması olan İttihat ve Terakki anlaşılmadan 1923-1938 10 Kasım'ı arasında en feyizli dönemini yaşayan Türk İnkılabı anlaşılamaz! çünkü Atatürk İnkılabı Türklerin öncülük ettiği Türk aydınlanmasının eseridir. Atatürk CHP'sinin programında, İttihat ve Terakki'nin açık ve gizli parti programında yer alan birçok hedef vardır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli, Talât Paşa’nın önderliğinde İttihatçılar yani Türkler tarafından atılmış, bina yine bir Türk olan Mustafa Kemal’in liderliğinde tamamlanmıştır. Atatürk’ün bu temel tarihi gerçeğe ilişkin iki önemli açıklaması var. İlki şöyle: “Eğer Meşrutiyetler olmasa idi, Cumhuriyet olamazdı.”
Mustafa Kemal ATATÜRK bu görüşünü Talât Paşa’nın eşi Hayriye Hanım’la sohbetinde daha da net bir biçimde ifade ediyor: “Eğer Talât Paşa Meşrutiyet inkılabını yapmamış ve ondan sonraki meşhur hizmetleriyle bu yolları açmamış olsaydı, biz bu inkılabı yapamazdık.”
Atatürk, yakın tarihteki tüm atılımları “Türk Devrimi’nin yaptığı işler” olarak nitelendiriyor. Yalnız kendi önderliğinde yapılanları değil, kendinden önce de Türk Devrimi’nin inşasına hizmet eden tüm atılımları kastediyor. Mustafa Kemal Türklerin, İttihatçılardan başlayan sürecin birikimi üzerinde ilerlendiğini daima belirtiyor.
Talat Paşa, bu ülkenin vatan olarak kalmasını sağlayan insanlardan biridir. Ermeni Tehciri ve bunun yanında İttihatçıların örgütlülüğü ve idealizmi bize Millî Mücadeleyi yürütebilme ve Cumhuriyeti kurabilme imkânı yarattı. Onlar olmasaydı Anadolu Türk toprağı değildi. Bugün Sivas ve ötesine pasaportsuz gidebiliyorsak, iki ismin sayesindedir: Talat Paşa ve Atatürk!
Elbette Ermeni Tehcirinin uygulamasında, Dr. Bahattin Şakir ile Enver Paşa'nın da rolü vardır ve onları da rahmet ve minnetle anıyorum.
Özetle; Talat Paşa Türk milletinin ihanet karşısında şeref nişanıdır! Katil olan o değil, ona katil diyenlerin önder kabul ettiği İmralı'daki aşağılık yaratıktır! İttihatçılara, Talat'a düşmanlığın kaynağı İngiliz destekli Hürriyet ve İtilafçılar, Abdülhamit yandaşları ve Hürriyet düşmanlarıdır. Bizler biliyoruz ki, Mustafa Kemal’e düşmanlığını açıkça gösteremeyenler İttihat Terakki’ye düşmanlık yapmaktadırlar...
Caddelerimize, sokaklarımıza, okullarımıza ve yeni doğacak erkek çocuklarımıza Büyük şehidimiz Talat Paşa'nın ismini şerefle vermeye devam edeceğiz!
Katiller tamir ve tadilatını yapıp hizmete sunduğumuz, Elâzığ’da Kale altı Meryem ana kilisesini, Akdamar Kilisesini üs tutarak dramlar yaşatıp, katliamlar yapan Ermeni Taşnak, Hınçak örgütleridir!
Bu arada, malum iki CHP'liye; Atatürk'ün meşhur Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt neden ❝Mümkün olsa şu iki kişi aleyhinde konuşanların dillerini kestirirdim: Biri Talat Paşa, diğeri de Mustafa Kemal Paşa! ❞ demiş ve bizzat Atatürk'ün kendisi Talat Paşa'yı neden "İnkılabın büyük teşkilatçısı" olarak ifade etmiş, öğrenirler umarım. Belki o zaman CHP'nin Talat Paşa'yı neden savunmak ZORUNDA olduğunu anlarlar. Selam ve saygılarımla.
Vahit DABAK
0 Yorum